Mozart’ı ve eserlerini politik açıdan oldukça etkili işlevlere ram etme yönündeki en akıllara durgunluk verici “sosyal mühendislik” örneği, Nazi Almanya tarafından becerildi.
MAKALE
Dünyadan nasıl bir çıkış yapacaksınız?
Yerin altına gömülmek mi, yakılmak mı, sıvılaştırılmak mı yoksa? Birçok insan için çok önemli, bir o kadarı içinse “ne fark eder” denilen bir meseledir bu. Ben bu konuya biraz erken yaşlarda kafa yormaya başladım. Sebepleri muhtelif, kafanızı onlarla şişirmeyeceğim. Hikâyemin anlatacağım bir tarafı da var ama!
Viyana, 11 Ekim’den sonra ‘kızıl’ kalacak mı?
1934-1945 arasında açık faşizm dönemleri dışarıda tutulduğunda, 1919’dan bugüne “kızıl” sayılagelmiş Viyana, bu ünvanını 11 Ekim eyalet seçimlerinde ilk kez kaybetmekle yüz yüze kalabilir.
Türkiye, ‘anadiller yarası’nı kanatmayı sürdürüyor
Son günlerde, Türkçe dışındaki anadillerin de eğitim dili olması ve bu dillerle ilgili kurumların yasal çerçevede oluşturulması, bir kere daha güncellik kazanmış durumda. Nasıl bir tabloyla yüz yüzeyiz?
Avcılık ve avcılara karşı yeni bir dalga geliyor
Türkiye’nin özellikle de son otuz yılında avcılık, ‘zevkine bir hobi ve spor tarzı’ olmaktan da ağırlıklı bir şekilde çıktı; sektörel bir alana dönüştü. Yanı sıra avcılık, toplumdaki güncel tartışma konularından biri olmuş durumda. Yeni bir protesto ve engelleme hareketi gelişiyor.
Silahlı bireyler toplumundan ‘sivil’ mucizeler beklemek
Açıklanan verilerden anlaşılan o ki kendini korumaya ve kollanmaya değer gören bireylerin çok önemlice bir kesimi, “gerçek bir dost” olarak “ateşli silah”ı seçmeyi tercih ediyor.
Beni hapishane yazar-şair yapmadı
Bir yazarın ilk ne zaman, nerede, hangi sebepten yazmaya başladığı, onun kişisel tarihi kapsamında ve bir arka plan bilgisi olarak değerlidir, o kadar. Ki o da “yeniden kurgulanmış” bir kişisel tarih şeklinde verilmemişse!
Avcı tüfeği bırakıp fotoğraf makinesiyle çıksa doğaya
Aktrist Brigitte Bardot hazırladığı belgeselde, avcılara “zevk için öldürmek”ten vazgeçmelerini söyleyip şu çağrıda bulunmuştu: “Tüfeklerinizi terk edin, fotoğraf makinesiyle çıkın doğa gezintisine!”
Türkçe edebiyatta ‘ötekileştirme’ ve ‘nefret’ söylemi
Türkçe edebiyattaki ‘ötekileştirme’ ve ‘nefret’ söylemini, öyle sadece kıyıda köşede kalmış edebiyatçıların eserlerinde değil; cumhuriyet döneminin ilk başeserlerini veren yazarlarda da yaygın olarak görüyoruz. Halide Edip Adıvar, Memduh Şevket Esendal, Yakup Kadri, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Ömer Seyfettin, Hüseyin Rahmi Gürpınar…
Tarifesiz kalkar şiirden gemiler
Şiirden gemiler, kaç yolcu aldıkları ya da taşıyacakları hesabına göre kalkmazlar limandan. Her an ve tek bir yolcu için kalkabilir şiir gemisi. Dilin en ince, en nadide ve rafine kumaşından dikiliyor oluşları, o gemileri ulaşılmaz kılmaz; varlıklı bir azınlığın ayrıcalıklarından biri haline getirmez ya da derekesine düşürmez.