Şimşek: Anadilim için de bir şeyler yapmak istiyorum!

EREN KILIÇ / SoBe Tv (2012)

Viyana – Yaklaşık bundan 10 yıl kadar önce, Viyana Üniversitesi’nde kendi anadilimizle ilgili dersler vermiştik. Çok sayıda katılımcımız vardı ama o çalışmamız bir türlü sürdürülemedi. Ondan sonra, uzun bir dönem, Viyana’da Zazaca dersi ya da kursu yapılamadı. Burada doğmuş ve burada büyüyen çocuklar, anne-babalarının anadilini öğrenmek istiyor. Aileleri tarafından, bu konuda çok da desteklenmese ve teşvik edilmeseler de, genç kuşakta böyle bir istek var.

Uzun bir aradan sonra, şimdi, artık bir Zazaca kursu var! Bu kurs, Viyana’nın 10. belediyesinde bulunan Favoriten VHS’de ve Hüseyin Şimşek tarafından veriliyor. Aslında Şimşek, Favoriten VHS dışında iki tane dernekte de Zazaca kursları veriyor. Bunlardan ilki, Mart ayında başlayan ve 20. Viyana’daki “Viyana Alevi Toplumu” tarafından organize edilen kurs. İkincisi ise, “Dersim Doğa ve Kültür Derneği” tarafından, Linz kentinde bulunan “Linz Alevi Kültür Birliği” ile birlikte organize edilen. Yani şu anda Avusturya’da, ikisi başkent Viyana, teki Linz’de olmak üzere üç ayrı Zazaca kursu var. Bu kursla ilgili, Şimşek’le bir görüşme yapalım istedik. Nasıl başladı, nasıl gidiyor, zorlukları nelerdir, kimler katılıyor?

Bir yıldan beridir, bizim anadilimizi öğretiyorsun. Bugüne kadar sadece Türkçe yazıyor ve konuşuyordun. Türkçe yayımlanmış çok sayıda kitabın var. Anadilimiz Zazaca’yı öğretme fikri nasıl oluştu?

Hüseyin Şimşek: Evet, bugüne kadar 9 kitabım yayımlandı. Biri Almanca, 8 tanesi Türkçe. Yani, bugüne kadar kendi anadilim olan Zazaca ortaya koyduğum bir eser ne yazık ki henüz yok. Bundan 5-6 yıl önce, anadilimde birkaç şiir yazacak oldum. Bu şiirler üzerinden, anadilime bir dönüş içine girdim. Bir şair-yazar olarak, kendi anadilimle de okuyucu ve dinleyicinin karşısına çıkmaya başladım. Ben ki 6 yaşına kadar, yani ilkokula ayak bastığım güne kadar, sadece Zazaca bilir ve konuşurdum. Onlarca yıl uzak kalmıştım anadilimden.

Yani hiç Türkçe bilmiyordun!

Okula başladığım güne kadar, tek bir sözcük Türkçe bilmiyordum. İlk kez okula başladığım yıl tanıştım ve öğrenmeye başladım. Okula başladıktan sonra, adım adım anadilimi unutmaya başladım. Özellikle de 1972 yılında, ilkokul 4. sınıftan sonra parasız yatılı bölge okuluna geçince, anadilimden sürgün edilmiş oldum. İnancımdan ve etnik kimliğimden de. Orada, adeta yediden yaratılıyordum. Parasız yatılı okul ilçenin dışında ve telörgülerle çevrilmiş bir dünyaydı. Okula başladığınız gün bu kapalı dünyaya giriyor, öğretim döneminin sonuna kadar çıkamıyordunuz. Sadece Cuma günleri, ailenizden birileri, yakın akrabalarınız sizi, tenefüs aralarında ziyaret edebilirdi.

Avusturya’ya gelişimin yaklaşık 7 yılında, anadilime bir dönüş içine girdim. Bunda, sizin Viyana Üniversitesi’nde verdiğiniz Zazaca kursları ve 2005’ten beri geleneksel bir hale gelen “Viyana Kürt Kitap Fuarı”nın da etkisi oduğunu belirtmeliyim. Burada Avrupa’da gördüm ki herkes kendi anadili için bir şeyler yapmakta. Ben bir şair ve yazardım. İşim, kendimi varetmenin başlıca aracı dildi! Ama ikinci dilim olan Türkçe’yi kullanmıştım sadece. Şimdi, bir de Almanca girmişti dünyama. Ana anadilim hâlâ ortalıkta yoktu. Bu, hiç ama hiç normal ya da doğal bir durum değildi. Dolayısıyla yavaş yavaş anadilime doğru da bir yönelim içine girdim. Anadilimde şiirler yazmanın yanı sıra, bundan 3-4 yıl önce, “Viyana Dersim Doğa ve Kültür Derneği”nin organizasyonuyla, küçük çocuklara Zazaca dersleri vermeye başladım.

Bu, anadilimiz için dışarıya yönelik ilk adımın mıydı?  

Evet, ama maalesef sürdüremedik. Topu topu üç ay kadar bir çalışma olabildi.

Ne oldu? Katılım mı yoktu?  

Hayır, katılım vardı aslında. 8-10 çocuk katılıyordu. Ama araya yaz tatili girdi. Tatilden sonra, tekrar toparlanmak mümkün olamadı.

Peki, Favoriten VHS’de Zazaca kursu verme fikri nasıl oluştu?

Favoriteb VHS’de birkaç yıldır Kürtçe’nin Kuzey lehçesiyle (Kurmanci ile) ilgili bir kurs olduğunu biliyordum. Bu kursa, “Viyana Kürt Kitap Fuarı”nı düzenleyen arkadaşlar önayak olmuştu. Öğretmen de o gruptan bir arkadaştı. Bu durum, “Zazaca kursu neden olmasın” fikrinin ete kemiğe bürünmesini sağladı. O arkadaşlar, daha önce bir öneri getirdiler; “Zazaca kursunu da sen ver”, dediler. İlk gündeme geldiğinde, yoğunluğum dolayısıyla göze alamadım. En son geçen sonbahar başında, “zamanı geldi başlayabilirim”, diye düşünür oldum ve okul yönetimiyle konuştuk. Seve seve kabul ettiler. Ekim 2011 içinde, iki sınıf halinde başlattık kursları. Bu ikinci dönemimiz ve tek sınıf olarak sadece “öğretmenler grubu” ile devam ediyor.

Bu öğretmenler, neden Zazaca öğrenmek istiyor? Okullarda bu dilde ders vermek için mi?

Evet. Hepimiz, öyle olmasını ümit ediyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Gruptakiler, farklı branşlarda öğretmenlik yapan insanlar. İkisi Zazaca, altısı Kurmanci konuşabiliyor. Hepsi, Zazaca’yı da gramatik ve yazılı haliyle öğrenmek ve asıl branşlarının yanı sıra, bu dilde de ders/kurs vermek istiyor.

……………………………………………………..
Bu görüşmenin derlendiği programı, internetten Almanca altyazılı Zazaca izlemek için bakınız: www.okto.tv/sobe, www.sobe.at