Viyana – Türkiye’den Avusturya’ya resmî olarak 15 Mayıs 1964 günkü ilk kafileyle başlayan “misafir işçi” transferinin ilk on yıldaki en önemli üç özelliği; gelen işçilerin tamamına yakınının erkek olması, tek başına gelmeleri ve başkent Viyana’dan çok ülkenin diğer eyaletlerine gönderilmeleriydi. Ülkenin en batısında kalan Vorarlberg eyaleti, 1964-71 arasında en yoğun işçi göçüne sahne oldu. Çünkü yabancı işgücüne en fazla ihtiyaç duyulan sektörlerin başında metal ve tekstil işkolları geliyordu. Vorarlberg’de, her iki sektör de hem yoğun hem de gelişmeye açıktı. 1971’de, Türkiye kökenli işçilerin sayısı 16,423 kişi iken, bunun sadece 3,823 kişisi başkent Viyana’daydı. Oysa örneğin 2009 verilerine göre, 183.000 kişilik Türkiye kökenli nüfusun 73.205 kişi kadarı, artık Viyana’da yaşıyordu.
Türkiye kökenli işçi sayısı 1965’te 5,986, 1971’de 16,423 çıtasından geçip, 1974’te 29,999 kişiye yükseldi. Bu sayının içinde, daha başından beri gelmiş tek tük kadın işçiler bulmak mümkündü. Ancak kadın işçiler, 1974-75’e kadar istisnayı oluşturuyordu. Verilerle, bu durumu biraz daha somutlayalım: 1971’de Viyana’daki 3.823 kişilik Türkiye kökenli işçinin, 893 kişi kadarı kadın işçiydi. Oysa, 1978’de Türkiye kökenli kadın işçilerin sayısı 31.800’ü bulacaktı. 1981’de, örneğin Viyana’daki Türkiye kökenli göçmenlerin yüzde 41.8’i kadınlardan oluşuyordu artık.
I – Türkiye kökenli nüfusta demografik dönüşüm yılları ve kadın derneklerinin kuruluşunu hazırlayan şartlar
Nasıl ve neden olmuştu bu demografik dönüşüm? Avusturya, 1973’ün sonlarında başlayıp 1974’ün sonlarında dinen “Dünya Petrol Krizi” döneminde yabancı işçi alımını durdurdu. Burada bulunan misafir işçilerin bir kısmı işini kaybettiği için, ülkelerine geri dönmek zorunda kaldı. Kriz, görünürde bir yıl sürmüştü, ancak etkileri daha uzun yıllara yayılarak devam edecekti. Bu dönemde işini kaybedenlerin bir kısmı ülkelerine dönmek yerine, kendi işini kurmaya yöneldi ve Türkiye kökenlilerde “esnaflaşma” süreci başladı. Pazarcı tezgahları, bakkal dükkanları, kahvehaneler, lokantalar, büfeler… O yıllarda henüz “yeterlilik belgesi” istenmediği için, bu geçiş çok da zor olmamıştı.
Petrol Krizi döneminde düşmeye başlayan Türkiye kökenli işçi sayısı, 1976’dan sonra tekrar yükselişe geçti. İlgili nüfusu çoğaltan yeni bir kanal da açılmıştı bu arada: Aile birleşimi! Bu, Avusturya’daki Türkiye kökenli nüfusun artışındaki “ana kanal”dı. Eşini ve çocuklarını getirmeye başlayan misafir işçiler, nüfusun demografik yapısında temel değişikliklere neden olmuştu. Türkiye kökenli nüfus artık tekil, “tek tabanca” erkeklerden ibaret değildi. Kelimenin gerçek anlamında “7’den 70’e bir toplum” meydana gelmekteydi. Daha önce de eşini ya da çocuklarını getiren çok az sayıda misafir işçi vardı elbette, ama 1974’ten sonra bu bir dalga halinde yaşanır oldu. Öncelikle, misafir işçilerde bir zihniyet dönüşümü söz konusuydu: Bu “uluslararası göç”, belli bir süreyle sınırlı kalacak bir “gurbet hayatı” değildi, “ikinci vatan” süreciydi. Dolayısıyla, “ailece yerleşim” de “misafir işçi” statüsünü tarihe havale etmiş, “göçmen işçi/aile” dönemini başlatmıştı. Zira, resmî kanalda da oturum ve çalışma izinleri (statüleri) geçici olmaktan çıkmış, kalıcı hale gelmişti.
Avusturya’daki Türkiye kökenli nüfusun yapısındaki değişimin önemli bir aktörü de 1975-80 arasında ciddi sayıları bulan ilticacılar grubuydu. Bu yıllarda fiili olarak bir “iç savaş” sürecine girmiş Türkiye’den, daha önce, 1970’lere kadar Avusturya’ya gelen ilticacı sayısı, sadece üç-beş kişiyle sınırlıydı oysa. 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar gelen ilticacıların sayısı 100’ün üstündeyken, darbeden sonra bu sayı binleri buldu. Bu yeni grup, Avusturya’daki Türkiye kökenli nüfusa “sosyal aktif bir kitle” olarak eklemlendi.
1975-1980 yılları arasında, Avusturya’daki Türkiye kökenlilerin demografik yapısında meydana gelen bütün bu ve benzeri değişiklikler, yenilenmeler bu nüfusun kendi içinden yeni tür örgütlenmeleri hızlandırmasını, çeşitlendirmesini gündeme getirdi. Türkiye kökenli göçmenler tarafından kurulan veya kuruluşunda Türkiye kökenli göçmenlerin de etkin rol aldığı ilk kadın çalışmaları, 1980’lerden itibaren başladı. Türkiye kökenli nüfus artık “7’den 70’e bir toplum” haline gelmiş, “misafir işçi” olmaktan çıkılıp “göçmen aile” olunmuş, iltica akınıyla “sosyal aktif bir kitle” kazanılmış, başkent Viyana en kalabalık olunan eyalet konumu kazanmış… Türkiye kökenli kadınların, Türkiye kökenli kadınlar için kuracağı ilk kadın dernekleri, bütün bu gelişmelerden ötürü 1980’lerde ve başkent Viyana’da gündeme gelmiştir. Günümüzde de Türkiye kökenli kadınlara ait en çok dernek Viyana’da faaliyettedir.
II – Düzenli hizmet veren ilk kuşak göçmen kadın dernekleri
Yukarıdaki bölümde, göçmen kadınlar tarafından ya da göçmen kadınlar için Avusturya’da kurulan kadın derneklerinin sahneye çıkışını hazırlayan gelişmeleri özetlemiştik. Bu derneklerle ilgili ilk adımların, 1980’lerden itibaren atıldığını vurgulamıştık. Göçmen kadın derneklerinin ortaya çıkışını sağlayan demografik dönüşümlerin ise 1975-80 arasında yaşandığının altını, ilgili bilgi, belge ve verilerle çizmiştik. İlk göçmen kadın derneğinin kurulduğu 1984 yılı ile 1995 arasında, yani ilk on yıl içinde sahneye çıkanları, iki özelliğinden dolayı farklı bir grupta toplamamız mümkün. Bir: Bu ilk kuşak kadın dernekleri, belirli siyasi, etnik ya da inançsal gruplar, topluluklar tarafından oluşturulmuş değildi. İki: Kitle kurumu değil, hizmet merkezleri amacıyla düşünülmüş ve faaliyetleri de buna uygun olmuştur.
İşte araştırmamızın bu ikinci bölümünde, bu hizmet amaçlı ve az sayıda kadından oluşan çekirdek ekipler tarafından kurulmuş ilk kuşak göçmen kadın derneklerini mercek altına alacağız. İlk iki temel özelliğini yukarıda belirtmiştik, üçüncü bir önemli özelliklerini ifade ederek devam edelim: İlk kuşak göçmen kadın derneklerinin kuruluşunda, Türkiye kökenli göçmen kadınlar ağırlıklı bir konuma sahipti. Ama, Avusturyalı ve başka ülkelerden gelmiş farklı kökenden göçmen kadınlar da işin içindeydi. Hatta, fiili ilk girişimi başlatan ekipte başat rol oynayan üniversite öğrencisi, bir Avusturyalıydı. “Türkiye kökenli göçmen kadınlara yönelik” bir girişimdi bu. Yani, bir taraftan da ya da aynı zamanda, daha başından beri ortak bir iradeyle başlatılmış ve yürütülmüş bir çalışmayla karşı karşıyayız.
Öte yandan, adı konmuş hedef kitle “Türkiye kökenli göçmen kadınlar”dı, ama yine daha başından beri bu hizmetler, ihtiyacı olan tüm göçmen kadınlara açıktı. Bir Sırp, Hırvat, Boşnak, Arap kadın da verilen hizmetlerden yararlanabiliyordu. İlk çalışma, 1983’te bir VHS’yle (Yüksek Halk Okulu) koordinasyon içinde, bir grup çalışması olarak başlamıştı. İlk dernek ise, bu ilk fiili çalışmanın değil de 1984 içinde başka bir ekibin girişiminin ürünü olacaktı. Avusturya’daki göçmen kadın derneklerinin resmî kuruluş miladı, 1984 yılıdır. Bu yıldan itibaren ard arda kurulan göçmen kadın dernekleri, “başarılı proje” olarak kabul görüp, bir anlamda “yarı resmî daire” statüsüne kavuşacaktır zaman içinde. Söz konusu “yarı resmî daire” statüsü, andığımız derneklerin hem çalışanlarının hem de o derneklerden hizmet alanların profilinde, bir değişim ve dönüşüm yaratacaktır. Kadrolarda uzmanlaşma ve hizmet alanı çeşitliliği vardır artık. Hizmet alacak kitle için ise, artık “toplumun tüm kesimleri” tanımı yapılmaktadır.
Şunu da vurgulamakta fayda var: Bu ilk kuşak göçmen kadın derneklerinin kurucuları, zamanında ya öğrenci ya da genç akademikerlerdi. Öğrenimini sürdürdükleri ya da tamamladıkları alana yönelik bir girişimdi onlarınki. Gönüllü dayanışmayı da kapsıyordu, ama gönüllü dayanışma göstermenin çok ötesinde, geleneksel demokratik kitle kurumlarından farklı bir dizi tarz da söz konusuydu. Yaşadıkları bütün değişim ve dönüşümler, kuruluş amaçlarının dışına taşırılmadan oldu.
- Birer kitle derneği olmadılar mesela. Dernek formunda, ama fiili olarak birer şirket (firma) veya “yarı resmî birer daire” esprisi içinde hizmet sunan kurumlardı bunlar. Birer sivil toplum örgütlenme formu olan geleneksel dernekler gibi üyelere sahip olmadılar. O üyelerin belirlediği delegelerle yapmadılar genel kurullarını. Yönetim kurulları, o türden genel kurullarda seçilmedi.
- Kitle çalışması değil, proje çalışmasına dayanıyorlardı. Farklı deyişle, bir ekip çalışmasının ürünüydüler. Devlet ve yerel yönetim kurumları başta olmak üzere, çalışma yürüttükleri alanla ilgili merkezlerden yıllık bütçeler çıkartıp, mesleğini (işini) yaparken hizmet sunmak esastı.
- Yönetim kurulları, klasik dernek seçimleriyle değil; talip olanların gördükleri eğitim, uzmanlaştıkları alan dikkate alınarak belirlenirdi. Yöneticiler dışında üyeler değil, birlikte çalışanlar (personel) vardı. Bu derneklerin en uzun ömürlü ve en etkili olanlarına Peregrina, Birlikte Öğrenelim Derneği, Orient Express gibi dernekler örnekti.
Bu ilk kuşak “proje ürünü/hizmete yönelik” göçmen kadın derneklerinden sonra, geleneksel dernek statüsü ve çalışma tarzında göçmen kadın dernekleri siyasi, etnik ve inançsal amaçlarla on yıl sonra, 1995’ten itibaren tarih sahnesine çıkacaktı. Tacze, tecavüze, aile içi şiddete, cins ayrımcılığı ve eşitsizliğine maruz bırakılanların sorunlarına tanıklık edenlerin, kolkanat gerenlerin, çözüm arayanların kurdukları göçmen kadın derneklerinin somut ve ayrıntılı hikâyelerine geçebiliriz artık.
1) 1984: Resmî olarak ilk kadın derneği sahnede: “Peregrina”
Ağırlık noktası Türkiye kökenli göçmen kadınlar olan ilk kadın derneği, Avusturya ve Türkiyeli Kadınlar Dayanışma Derneği (Verein solidarischer Frauen aus der Türkei und aus Österreich-Peregrina) oldu. Resmî olarak 5 Mart 1984’te Viyana’da kurulan derneğin oluşumuna, Türkiyeli bir grup üniversite öğrencisi öncülük etti. Ama, yanlarına Avusturyalı arkadaşlarını da alarak yaptılar bunu. Bu alanla ilgili Almanya’da uygulanan modeller ve bağımsız kadın hareketinin tecrübelerinin çakıştırılarak (buluşturularak) uygulanmaya konduğu bir projeydi bu.
Dernek, WUK’ta başladı çalışmalarına ve hâlâ aynı yerdedir. O günlerde yeni sosyal hareketlerin merkezi haline gelen Wien-Währing’deki WUK binası (Werkstätten- und Kulturhaus | Atölyeler ve Kültürevi), 1855’te bir lokomotiv fabrikası olarak inşa edildi ve12 bin metrekare alana sahip. Kırmızı tuğladan, mimari olarak özgün ve tarihî dokusu olan bir yerleşke. Bina 1979’da işlev açısından dönüştürüldüğü mevcut haliyle, “Avrupa’nın en büyük bağımsız kültür mekânı” olarak tanımlanır. Halen 150’nin üzerinde otonom organize grup ve derneği çatısı altında barındırıyor. Bu kurumlar arasına katılan Peregrina Derneği’nin amacı, kadınlara yönelik danışmanlık, eğitim ve psikoterapi hizmetleri sunmak. İlk iki yıllık çalışmalarını maddi yardım almaksızın yürüten derneğin hedef kitlesinde, 1986’da bir genişlemeye gidildi. Sadece Türkiye’den gelen değil, bu ülkede yaşayan tüm yabancı ve göçmen kadınlar, hizmet sunulacak potansiyel olarak belirlendi. Buna bağlı olarak, kurumun adı da “Yabancı Kadınlar Bakım Derneği” (Verein zur Betreuung ausländischer Frauen) şeklinde değişti.
2002’den beri, Peregrina ekibinin içinde olan Antakya göçmeni sosyal danışman Georgia Sever, “1986’dan sonra dernek, profesyonel bir çalışma aşamasına geldi ve gerekli maddi desteği de almaya başlayıp hizmet alanlarını genişletti”, diyor ve devamında şu bilgileri aktarıyordu: “O tarihten beri, derneğin toplam 16 çalışanı vardı. Sosyal danışmanlar, psikologlar, hukukçular, etnologlar… Çalışma bölümlerimiz şöyleydi: Sosyal ve hukukî danışmanlık, Almanca kurslarına bağlı olarak eğitim danışmanlığı ve psikolojik danışmanlık.” 1993’ten itibaren, oldukça etkin kadın kurumlarından biriydi artık. Bu arada, son bir kere daha bir isim değişikliği yaşandı; dernek, kısaca Peregrina olarak anılır oldu. (Almanca: Peregrina Bildungs-, Beratungs- und Therapiezentrum für Immigrantinnen. Türkçe: Peregrina-Göçmenler İçin Eğitim, Danışma ve Terapi Merkezi.)
Peregrina’nın, hizmet verdiği kadın potansiyeli, 74 ayrı ülkeden gelen göçmenlerden oluşuyordu artık. Dernekte görev alanların, hizmet verdikleri dil sayısı ise 11 idi. Georgia Sever; Almanca, Arapça, İngilizce ve Türkçe hizmet veriyordu örneğin. Kullanılan diğer diller arasında Fransızca, Sırpça, Hırvatça, Ermenice, Afrika’nın kimi yerel dilleri yer alıyordu. Derneğin çalışmaları, aralarında Kadın Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı, Viyana Eyaleti Kadın Dairesi’nin yer aldığı toplam 11 kurum tarafından finanse ediliyordu. Yanı sıra, AB’ye sunulan projeler için alınan başka bir bütçe de vardı.
Peregrina, güncel genel kurulunu 13 Mart 2018 günü yaptı. Dernek başkanlığı görevinde Mag.a Gamze Ongan üstleniyor. Resmî yönetim çekirdeğindeki diğer iki kişi ise Mag.a Katharina Echsel ve Mag Sandra Schmidjell.
2) 1986 | Birlikte Öğrenelim Derneği
“Birlikte Öğrenelim Derneği” (Verein Miteinander Lernen) kurulmasıyla sonuçlanacak olan çalışmalara başlanması, resmî kuruluştan çok daha eski tarihlere dayanır. Proje temelinde gündeme getirilen ilk çalışmalar, 1983 yılı içinde Ottakring VHS’de başlatıldı. Çok düzgün ve akıcı bir Türkçe’yle konuşan Psikolog Judith Hanser’in, “iki arkadaşla beraber 1983’de bu derneği kurdum”, diye anlatmaya başlaması da bu yüzdendi. Üç kişilik ekip, resmî değil ama fiili dernek faaliyetlerini, bir VHS Ottakring’de (yüksek halk okulu) yürüttü önceleri. Ottakring VHS, geçmişi 1901 yılına kadar uzanan bir halk eğitim kurumudur. Wien- Ottakring Belediyesi’nde yer alır. Almanca açılımı “Volkshochschule” olan bu okulları, Türkçe’ye “Yüksek Halk Okulu” şeklinde çevirmek yanlış olmaz.
Çalışmaların Ottakring VHS’de yürütüldüğü ilk üç yıllık süreçte, henüz resmî olarak bir dernek kurulmuş değildi. Bu ilk üç yıllık sürecin çalışmalarını Psikolog Hanser şöyle sıralıyordu: “İlk çalışmalarımıza başladığımız VHS Ottakring’de, ilk sunduğumuz kurs, bir dikiş kursuydu. Kursa katılım sağlayan kadınlar hızla çoğaldı. Almanca da öğrenmek istediklerini dile getirmeye başladılar. Çocuklarını da beraber getiriyorlardı. Sosyal hizmetlerle ilgili bilgileri yoktu, bu konuda da yardım talep ettiler. Böylece, sosyal danışmanlık hizmetleri girdi devreye. 1986’da, kendi lokalimizi oluşturduk ve VHS Ottakring’den taşındık. 1996’dan beridir de bugünkü yerimizde (Kopfstrasse’de) çalışıyoruz.”
Üç kurucudan biri olan Judith Hanser’nın belirttiği üzere, derneğin fiili kuruluş ve çalışmaya başlama tarihi 1983’tür. Resmen kurulması, kendine ait bir mekâna taşınması, yaklaşık üç yıl sonra, yani 1986’da gerçekleşmişti. İlgili belgelerde resmî kuruluş tarihi, 18 Ağustos1986 şeklinde yer alır.
Birlikte Öğrenelim Derneği, daha sonraki yıllarda, “Birlikte Öğrenelim-Kadınlar, Çocuklar ve Aileler İçin Danışma, Eğitim ve Psikoterapi Merkezi” (Almanca: Miteinander Lernen – Beratungs-, Bildungs- und Psychotherapiezentrum für Frauen, Kinder und Familien)adını aldı.Ancak kısaca, “Birlikte Öğrenelim” adı kullanılmaya devam edildi. Kurumun ilk kuşak çalışanlarından biri olan psikoterapist ve çocuk eğitimi danışmanı Aslıhan Karabiber, artık sadece kadınlara yönelik bir konsepte sahip olmadıklarını, çalışmaların çerçevesinin zamanla daha bir genişlediğini dile getiriyor. Hedef kitlelerini “kadınlar, çocuklar ve aileler” olarak tanımlıyor; dikiş kursuyla başlayan faaliyetlerin Almanca kursları, sosyal danışmanlık, eğitim ve psikoterapi hizmetleri şeklinde çoğalıp devam ettiğini belirtiyor. Karabiber, bu derneğin alanıyla ilgili özgünlüğünü veya önemli farkını ise şöyle ifade ediyor: “Kişilerin sosyo-kültürel-ekonomik altyapılarını göz önünde bulunduran, her biri kendi alanında uzmanlaşmış personeli, bireyi bir bütün içinde değerlendirerek, her türlü soruna aynı çatı altında çözüm arayan çalışma modeliyle, hizmet vermek…”
Psikolog Judith Hanser, “kültürel bir tim olarak” çalıştıklarını, derneğin tüm çalışanlarının kadınlardan meydana geldiğini anlatıyor: “Şu anda toplam 11 kadın çalışıyor dernekte. Her birimiz değişik mesleklerden geliyoruz. Sosyal işçiler, etnolog bayanlar, terapistler var.”
Aslıhan Karabiber, eğitim çalışmalarını birinci alan olarak vurguluyor: “Bu kapsamda, okuma-yazma kurslarımız var. Bu kurslar önemli, çünkü okuma-yazma olmayınca, Almanca kursuna devam etmek mümkün değil. Kadınların istekleri doğrultusunda hazırladığımız bir özel Almanca kursu konseptimiz var. Kadınların ihtiyaçlarına göre bir Almanca eğitimi sunduğumuz için, çok daha başarılı oluyorlar. Sosyal, hukuksal ve aile danışmanlığı, psikoterapi hizmeti veriyoruz. Gençlere ve çocuklara yönelik hizmetlerimiz de sürüyor. Öğleden sonra, derslere yardım grupları, sosyal aktiviteler, çeşitli oyunlarla onları hayata hazırlamaya çalışıyoruz.”
Dernek, genel kurullarını yılda bir kere yapıyor ve genellikle “dönüşümlü bir yönetim tarzı” uyguluyor. Güncel genel kurulunu 4 Temmuz 2018’de gerçekleştiren kurumun başkanlığını Karin Mähner üstleniyor. Yönetim Kurulu’nun diğer üyeleri şunlar: Ayşe Aktuna, Aslıhan Karabiber, Aurelia Weikert, Elisabeth Andessner, Linda Açıkalın ve Asiye Üregen-Zeyrek.
3) 1988 | Orient Express
19 Eylül 1988 tarihinde, “Türkiyeli Kadınlar Dostluk Evi” (Verein türkischer Frauen-Haus der Freundschaft-Orient Express) adıyla kurulan üçüncü sıradaki göçmen kadın derneği, daha sonra “Orient Express-Kadınlar İçin Danışma, Eğitim ve Kültür İnisiyatifi” (Orient Express – Beratungs-, Bildungs- und Kulturinitiative für Frauen) adını aldı. 1995’ten beri Orient Express’te çalışan Gül Ayşe Başarı, derneğin finans işinden sorumlu. Danışmanlık hizmetini ise, Türkçe konuşan kadınlar alanında sürdürüyor. Başarı, ilk çalışmaya başladığı günlerdeki derneği şöyle anlatıyor: “O zaman adı, Türkiyeli Kadınlar Derneği idi ve sadece Türkiye kökenli kadınlara yönelik çalışmaları vardı. 1996 yılında, Arapça konuşan bir arkadaş katıldı ekibe. Bu tarihten sonra, organizasyonun adını değiştirip ‘Orient Express’ yaptık.”
Bu kurumda 2007’den beri danışman olarak çalışan Sevim Gedik’in, kuruluş süreciyle ilgili değerlendirmesi ise şöyle: “Dernek, Türkiyeli kadınlar tarafından, Türkiyeli kadınlara hizmet vermek amacıyla, 1988’de kuruldu. O zamanki amaç, kadınların biraraya gelmesini sağlamak, zamanlarını değerlendirmede yardımcı olmak için aktiviteler sunmaktı. Birbirini tanıma, fikir alışverişinde bulunma, dikişnakış kurslarına katılma gibi. Zamanla, dikişnakış kursları Almanca kurslarına, fikir alışverişleri sosyal danışmanlıklara dönüştü.”
Gül Ayşe Başarı, “şu anda iki ayrı alan var çalışmalarımızda” diyor ve şöyle devam ediyor: “Danışma hizmetleri ve Almanca kursları! Danışma hizmetini veren ve beş kişiden oluşan bir çekirdek grubumuz var. Üçü, direk danışma hizmeti veriyor; biri, Arapça konuşan, ikisi ise Türkçe konuşan kadınlardan sorumlu. Dördüncü arkadaşımız, organizasyon işleriyle ilgileniyor. Beşinci kişi, sadece Almanca kurslarının koordinasyonuyla meşgul.”
Sevim Gedik, bu çokdilli danışma hizmetlerini; “danışmalarımız Türkçe, Arapça, Kürtçe, Almanca, İngilizce dillerinde yapılıyor”, şeklinde ifade ediyor. Danışmanlık hizmetleri, ücretsiz ve anonim. Hizmetin kapsama alanı ise oldukça geniş: Aile içi sorunlar (ilgili ülkelerdeki aile hukuku, boşanma, boşanma sonrası ekonomik ve hukuki haklar, dava süresince destek, nafaka hakkı, velayet hakkı, mahkeme ve bürokratik işlemlerde refakat etme gibi); şiddet (taciz) olayları, “zoraki evlilikler” ve “kadın sünneti” ile mücadele, kuşaklararası çatışmalara çözümler arama.
Gül Ayşe Başarı, zoraki evlilik söz konusu olduğunda, kadınların hangi ülkeden olduğuna ya da geldiğine bakmaksızın yardımcı olduklarını özellikle belirtiyor ve ekliyor: “Bu alanda, Avusturya’da hizmet veren tek kurumuz. Kadınların ‘zoraki evlendirilme’siyle bizim kadar başından sonuna bütün süreçlerde ilgilenen başka bir dernek yok.” Derneğin Almanca kurslarında iki alana yönelik çalışma yapılıyor: Almanca eğitimi vermek ve kursa gelen kadınların çocuklarının bakımını üstlenmek. Eğitim işiyle görevli üç öğretmen, çocuk bakımıyla ilgili ise dört görevli bulunuyor.
Derneğin bütün bu çalışmaları, yıllık bütçeler halinde Avusturya Federal Kadın Bakanlığı, Federal Eğitim Bakanlığı ve Viyana Eyaleti Kadın Dairesi üzerinden Viyana Belediyesi tarafından finanse ediliyor. Bu, Avusturya’daki hemen hemen bütün tanınmış kadın organizasyonlarında, ortak olan bir özelliktir. Başvuru ve destek sunma kararları, her yıl yenileniyor. Ki bu durum, kadın dernekleri açısından güvensiz bir ortama da neden olmuyor değil. Her yılın sonunda, destek alınıp alınamayacağı endişesini yaşamak, kaçınamadıkları bir sıkıntı.
Güncel genel kurulunu 11 Ocak 2019’da gerçekleştiren Orient Express’in bu dönemde başkanlığını Gül Ayşe Başarı üstlenmiş bulunuyor. Önceki iki dernek gibi genel kurullarını yılda bir gerçekleştiren derneğin yönetimin yer alan diğer isimler şunlar: Selma Demir, Sibel Öksüz ve Meltem Weiland.
III – Kooperasyon ağırlıklı göçmen kadın dernekleri
İlk göçmen kadın derneğinin kuruluşundan sonraki ilk on yıl içinde sahneye çıkanları, iki özelliğinden dolayı farklı bir grupta toplayıp tanıttık: Peregrina, Birlikte Öğrenelim ve Orient Express. Bunlar belirli siyasi, etnik ya da inançsal gruplar, topluluklar tarafından oluşturulmamış derneklerdi. Birer kitle kurumu değil, hizmet merkezleri amacıyla düşünüldüler ve faaliyetleri de buna uygun devam etmektedir. Araştırmamızın bu bölümünde aynı grupta yer alan, etkinlik alanları ilk üç kuruma göre daha sınırlı kalan, hizmet sunma amaçlı diğer kadın derneklerini ele alacağız. 5. Bölüm’de, belirli siyasi, etnik ya da inançsal gruplar, topluluklar tarafından oluşturulmuş göçmen kadın derneklerini anlatarak dizi yazımızı tamamlamış olacağız.
1) 1998 | Amerling-Kadın Entegrasyon Derneği
Viyana’daki önemli, alternatif kültür ve aktivite merkezlerinden biri olan Amerlinghaus, Wien-Neubau Belediyesi’nde yer alır. 1998 içinde, bu merkezde de bir kadın derneği kuruldu: Kadın Entegrasyon Derneği (Vereinigung für Frauenintegration Amerling)! Avusturyalı ve göçmen kökenli kadınların ortak projesi olarak gündeme gelen dernek, 26 Şubat 1998 günü resmîleşti. Derneğin amaçları arasında; kadınlara yönelik danışmanlık, dil kursları, iş piyasası alanında yardım, meslek edinme ve mesleki kalifikasyon sağlama yer alıyor. Kuruluş dönemi açısından belirtmek gerkirse, dernekte yer alan ve dernek hizmetlerinden yararlanan kadınlar Türkiye, Hindistan, Pakistan, Arabistan ve Kürdistan kökenliydi.
Dernek, güncel genel kurulunu 18 Temmuz 2018 günü yaptı. Derneğin başkanlığında Nicole Mahal, başkan yardımcılığında ise Miriam Danter yer alıyor. Dernek danışma ve bilgilendirme hizmeti vermeye, Almanca kursları, çok farklı temalarla atölye çalışmaları, film akşamları düzenlemeye devam ediyordu. Proje ekibindeEva Hoffmann, Anna Danter ve Martyna Dytman; farklı dil kursları ekibinde Martyna Dytman, Karolina Kraszewska-Borlea ve Tabea Wolfsgruber; çocuklara yönelik hizmet ve etkinliklerde Amany Hamada, Hanaa Rhaouat ve Sonam Chodon Yulsanangpa görev almış durumda.
2) 2001 | Aktif Türk Kadınlar Derneği
Viyana’da faaliyet sürdüren Aktif Türk Kadınlar Derneği (Aktiver, türkischer Frauenverein), resmî kuruluşunu 6 Aralık 2001’de tamamladı. Faal olduğu dönemde dernek merkezi, Wien-Favoriten Belediyesi sınırları içinde bulunuyordu. Yaptığı etkinlik ve çalışmalar da genellikle bu belediye sınırları içinde gerçekleşti. Örneğin, Favoriten VHS’de 11 Mart 2005 günü başlayan “Çokkültürlü Kadın Festivali”nin (Multikulturelles Fest für Frauen) organizasyonunda yer aldı. Anılan festival Avusturya, Afrika, Latin Amerika, Filistin, Türkiye, Romanya, Rusya, Tayvan, Macaristan, Sırbistan, Bosna-Hersek kökenli kadınlara yönelikti. Derneğin önemli bir etkinliği de FEM-Süd adlı kurumla birlikte hayata geçirildi. 15 Şubat 2014 gününden itibaren “Hareketli Kadın” başlığı altında vücut sağlığına yönelik çeşitli egzersizleri, dansları kapsayan bir dizi etkinlik gerçekleştirildi.
Son genel kurulunu 14 Temmuz 2015 tarihinde gerçekleştiren dernek, iki yıl sonraki genel kurulunu yenilemiş değil. Derneğe, Figen İbrahimoğlu başkanlık ediyordu. Başkan İbrahimoğlu, aynı zamanda kadın sağlığı konusunda faaliyette olan FEM-Süd adlı kurumun da çalışanları arasındaydı.
3) 2002 | Viyana Uluslararası Çağdaş Kadınlar Derneği
Kuruluşunda, ayakta kalmasında esas olarak Türkiye kökenli kadınların etkin olduğu, ancak farklı ülkelerden ya da farklı etnik kökenlerden kadınların da yönetiminde ve çalışmalarında yer aldığı Viyana Uluslararası Çağdaş Kadınlar Derneği adlı derneğin resmî kuruluşu, 4 Ekim 2002 tarihinde gerçekleştirildi. (Almanca: Internationaler Zeitgenössischer Frauenkulturverein – ZG Frau Wien Internasyonal.) Kadın, çocuk ve genç kızlara yönelik bir konseptle oluşturuldu. İlk çalışmalarına, VHS Favoriten’deki iki odada Almanca kursuyla başlayan kurum, ağırlıkla Türkiye kökenli Avusturya vatandaşı kadınların bir girişimiydi. Ama ilerleyen zaman içinde, hem yönetim hem hedef kitle bazında bir genişleme yaşandı. 2013-14 yıllarında, kurumun yönetim ile hizmet kadrosunda, Türkiye ve Afganistan kökenlilerin yanı sıra, Avusturya kökenliler de yer almaya başladı.
Başkan Pakize Seren, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra, Natali Schlöegl-Neuberger adlı Avusturyalı bir arkadaşıyla bu derneği kurduklarını anlatıyordu. Önce, VHS Favoriten’in iki odasını kiralamışlardı. Burada, 3-4 grup halinde Almanca kursları vermeye başladılar. Sonra, aynı belediyenin sınırları içindeki Erlachgasse’de, sadece kendilerinin kullanacakları bir büro ve faaliyet mekânı kiraladılar. Seren, “Almanca kursları hep devam etti. Yanı sıra okuma-yazma, bilgisayar, takı, folklor, çocuklara yönelik yağlıboya resim kursu düzenledik. Bu kurslarda ortaya çıkarılan eserlerin sergilenmesini organize ettik. Kadın ve çocuklar, kendi ürünlerini satıp gelir elde ettiler”, diyor. Mayıs 2010 içinde, Türkiye’den takı tasarım ustası Nazife Arpacı davet edildi ve hem Viyana’da bir sergi açtırıldı, hem de yapılan atölye çalışmalarında katılanlara “Nazo örğü tekniği” eğitimi verdirildi. Derneğin ilginç bir başka etkinliği, “Vatanımı Tanımak İstiyorum” şiarıyla kadınlara Viyana kentinin gezdirilip tanıtılması oldu.
İkinci çalışma mekânlarını Neilreichgasse’de kiraladıklarını vurgulayan Başkan Pakize Seren, sık sık kadınlara yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlediklerini; diğer kadın derneklerinden özellikle Peregrina ve FEM-Süd’le, psikolojik danışmanlık alanında ortak hizmetler organize ettiklerini dile getiriyor. Korperasyona gidilen kurumlardan bir diğeri ise, belediye evlerine yönelik bir hizmet kurumu olan “Wohnpartner” idi. Ev sorunlarının çözümü, ortak yaşamla ilgili bilgilendirme hedefli bir çalışmaydı bu. Seren, 2012 yılına kadar bu çalışmaların devam ettiğini, daha sonra çalışmaları, başka kurumlarla korperasyon halinde “mekânsız” sürdürdüklerini ifade ediyor.
Son yıllarda faal konumunu kaybeden derneğin son genel kurulu, 8 Ekim 2013 tarihinde yapılmıştı. Başkanlık görevini Pakize Seren üstlenirken, yönetim kurulunun diğer üyeleri Natali Schlöegl-Neuberger, Hatice Akcinkaya ve Rafia Bigzadeh olmuştu.
IV – Sivil kitle kurumu olarak göçmen kadın dernekleri
Geleneksel dernek statüsünde (tarzında) göçmen kadın dernekleri, 1990’ların ortalarında çıktı sahneye. Bunları, “siyasi ve demokratik kitle kurumu tarzındaki kadın dernekleri” şeklinde tanımlamamız mümkün. Çok fazla değil sayıları. Türkiye kökenli göçmenlere ait bu tür kadın derneklerinde ağırlık, sol ve sosyalist yelpazede. Kürt ve Alevi kadınlar tarafından kurulmuş dernekler de “sol” tandanslı. Başat kimlik ister siyasî, ideolojik; ister etnik, ulusal ya da inanç temelinde öne çıksın, bu dernekler genel anlamda “sol” yelpazede idi. Yeni Kadın Derneği, Avesta Kadın Derneği, Avusturya Alevi Kadınlar Birliği gibi.
İslamî kesimden ise, tek bir kadın derneği örnek verebiliyoruz: “Avusturya Müslüman Kadınlar Forumu.“ Türkiye kökenli göçmen nüfusun milliyetçi, sağcı yelpazesinde dernekler yasasına göre kurulmuş ve kayıtlı bir derneğe rastlamadık. Hem İslamî hem de milliyetçi kesimde, daha ziyade ve çok da yaygın olmayacak oranda, “hanımlar teşkilatı” tarzı çalışmalar söz konusu. Burada kastedilen şey, kendi tüzel kişiliği olan bir kurum değil. İnançsal, politik bir kurumun kadın üyelerinin alan, kol, alt ya da yan organ çalışmasıdır.
1) 1995 | Avusturya Kürt Kadınlar Derneği (VKFÖ)
Kürt kadınlar ilk derneklerini, resmî olarak 19 Kasım 1995’te Avusturya Kürt Kadınlar Derneği (Vereinigung kurdischer Frauen in Österreich-VKFÖ) adıyla başkent Viyana’da kurdu. Dernek, 1992’den beri faaliyette olan FEYKOM adlı federasyonun çatısı altında oluşturuldu. VKFÖ’nün kurulduğu süreçte, adı geçen federasyon Wien-Margareten Belediyesi’ndeki Ramperstorffergasse’de bir mekânda kiracıydı. Söz konusu Kürt kadın derneği de bu mekânı paylaştı. Dernek, çalışmalarını 2006’ya kadar sürdürüp son genel kurulunu 9 Ekim 2005 günü yaptıktan sonra, bu çalışma dönemi içinde sahneden çekildi. Derneği kuran ve içinde yer alan kadınlar, Kürt hareketinin yaşadığı dönüşüm ve yeni girişimler çerçevesinde farklı mecralarda yoğunlaştı. Derneğin, son dönem başkanlığını Güllü Kavut üstlenmişti.
2) 2005 | Avusturya Müslüman Kadınlar Forumu
Ulaşabildiğimiz belge ve tanıklara göre bu ülkede, Müslüman kadınlar tarafından Müslüman kadınlar için kurulan ilk dernek Avusturya Müslüman Kadınlar Forumu (Forum Muslimische Frauen Österreich) oldu. İslamî hattan, kadın derneklerine verebileceğimiz tek net ve tartışmasız örnek, bu kurumdur. Dernek, resmî kuruluşunu 10 Ocak 2005 günü yaptı. Güncel genel kurulunu ise, 20 Haziran 2009’da gerçekleştirdi. Genel kurullara, dört yılda bir gidiliyordu. Sıradaki genel kurulunu, Haziran 2013 içinde yapmış olması gerekiyordu. Ancak resmî kayıtlara göre, Temmuz 2014’te henüz bir genel kurul gerçekleşmiş değildi. 2009’da yapılan ikinci genel kurulda, derneğin başkanlığına Sawsan Al Rawi getirildi. Yönetimde yer alan diğer isimler arasında Carla Amina Baghajati, Sabine Kandel, İman Abo El Nil, Azra Dobraca-Etker ve Gülmihri Aytaç yer aldı.
Bu dernek genel duruşunu; her türlü fanatizm ve aşırılığa karşı olmak, demokrasi, insan hakları ve çoğulculuğu savunmak şeklinde ifade etmişti. Amaç: Müslüman kadınları görünür kılmak ve söz sahibi etmek, bu şekilde sağlanacak bir toplumsal katılımla entegrasyonu teşvik etmek; hem Müslüman kadınlar arasında, hem de Müslüman kadınlarla Müslüman olmayan kadınlar arasında işbirliği yapmak ve birbirine destek olmaları için ağlar kurmak; Müslüman kadınlara yönelik ayrımcı sosyal koşulları belirlemek ve dışlama mekanizmalarını ortaya çıkarmak; Müslüman kadınlar açısından “Cinsiyet Eşitliği”ni savunmak ve özgüvenli, günlük yaşamda aktif bir Müslüman kadın profili yaratmak; Müslüman kadınların endişeleri konusunda özgün bir farkındalık oluşturmak; İslam’ın kadın hakları konusundaki kaynaklarını toplamak ve İslam hukukunu cinsiyet eşitliğini savunulmasına destek gösterilebilecek temelde yorumlamak… Bu ve daha bir dizi başka başlık sıralanıyordu.
Yönetiminde yer alan isimlerden de anlaşılacağı üzere, bu dernek bu ülkede bulunan çok farklı kökenden Müslüman kadınlar tarafından kurulmuştu. Türkiye, Arap ülkeleri, Uzak Doğu ülkelerinden gelen ya da aileleri oralardan gelmiş ama kendileri burada doğmuş olan ya da sonradan İslam’ı kabul etmiş “Avusturya yerlisi kadınlar” biraradaydı.
3) 2005 | Amara Kürt Kadın Derneği
Amara Kürt Kadın Derneği (Amara Kurdischer Frauenverein), Yukarı Avusturya (Oberösterreich) eyaletinin başkenti Linz’de ve aslında fiilî olarak 2003’ten beri faaldi. 2003 yılı içinde yaptığı ve kayıtlara geçmiş etkinlikleri, eylemleri var. Açlık grevi, gösteri yapmak gibi. Birer “kadın çalışması”ndan ziyade, Kürt hareketinin bir bileşeni çerçevesinde faaliyetler. Bu dernek resmî kuruluşunu ise, 5 Temmuz 2005 günü yaptı. Bu eyalette 1996’dan beri verilen “Uluslararası Kültür Ödülü” (Interkulturpreis Oberösterreich), 2007’de üç kadın kurumuna layık görüldüğünde, bu kurumlardan biri Amara Kürt Kadın Derneği oldu. Dernek, “kadınlara uygulanan geleneksel şiddet konusunda etkili danışmanlık hizmeti” sunması dolayısıyla bu ödüle layık görüldü. Dernek,güncel genel kurulunu 30 Haziran 2018’de gerçekleştirdi. Başkanı, Beritan Agiç.
4) 2006 | AVESTA – Kürt Kadınlar Derneği
Yukarıda ilk sırada tanıttığımız VKFÖ kapandıktan kısa bir süre sonra, 2006’da Viyana’da yeni bir Kürt kadın derneği oluşturuldu: AVESTA-Kürt Kadınlar Derneği (AVESTA-Kurdischer Frauenverein). Yapı olarak değilse de amaç ve işlevler açısından, AVESTA’nın VKFÖ’nün yerini aldığı söylenebilir. Derneğin resmî kuruluş tarihi, 2 Mayıs 2006’dır. AVESTA da üst kurum FEYKOM’a bağlı bir kurum olarak gündeme geldi. Bu dernek kurulduğunda, FEYKOM yeni bir mekândaydı; Wien-Rudolfsheim-Fünfhaus Belediyesi’nde Jurekgasse’deki halen güncel olan yere taşınmıştı.
AVESTA bugüne kadar birçok çalışma, etkinlik ve eyleme imza attı. Dernekte yer alan kadınlar, Kürt kadınların eşit hak ve özgürlüklerine bugünden kavuşması gerektiğini, ertelemeci yaklaşımın yanlış olduğunu dile getirmekle birlikte; nihai çözümün Kürtlerin topyekün eşit hak ve özgürlüklerine kavuşmasına bağlı olduğunu savunuyor. Bu çerçevede yaptıkları etkinliklerde, direkt siyasi temeldekiler çoğunlukta. Güncel genel kurulunu 21 Ocak 2018’de yapan derneğin bu dönemdeki başkanlığını Solmaz Uzun üstlenmiş durumda.
5) 2007 | Oberösterreich Yeni Demokratik Kadın Kültür Derneği
Avrupa ükelerinde, “Yeni Kadın” adını kullanan bir dizi dernek var. Böyle olmasının arka planıyla ilgili bir açıklama yapmak faydalı olacaktır. ATİGF (Avusturya Türkiyeli İşçi-Gençlik Federasyonu), bu ülkede, Türkiye kökenli göçmenlerce kurulmuş ilk dernekler federasyonudur. Kıta bazında, ATİK adlı konfederasyonun üyesidir. Sosyalist hatta yer alan bir sivil kitle kurumudur. 1990’larda ATİK, bir “Kadın Komisyonu” oluşturdu. 23-24 Kasım 1991 günleri arasında, “1. Kadın Kurultayı” gerçekleştirildi. Bu komisyon sayesinde, henüz Avusturya’da bu hatta kurulmuş kadın dernekleri yokken de çok sayıda “Avusturya Kadınlar Kurultayı” organize edildi. 1990-2008 arasında, Avusturya’da yedi tane “Kadın Kurultayı” yapıldı. Örneğin “7. Avusturya Kadınlar Kurultayı”, Aralık 2008 içinde Viyana’da toplandı. Bütün bu çalışmalar, ATİK Kadın Komisyonu sayesinde, onun sorumluluğu, bilgisi ve katkılarıyla mümkün olabildi. Kadın derneklerinin inşa edilmesinin zeminini, anılan komisyonun yanı sıra biraz da bu kurultaylar hazırladı.
Devamında, adı geçen konfederasyonun örgütlü olduğu Avrupa ükelerinde, genellikle “Yeni Kadın” adını kullanan dernekler kurulmaya başlandı. Almanya’da, İsviçre’de, Avusturya’da… Bu kadın dernekleri, kurumsal olarak Avusturya’daki federasyon ATİGF’e değil, onun kıta bazındaki çatı kurumu ATİK’e bağlıydı. Üyesi olan kadın dernekleriyle ilgili ATİK’in perspektifi şöyle özetlenir: “ATİK; kadınların üzerindeki sınıfsal, ulusal sömürü ve cinsel baskıya karşı mücadelesini, bünyesinde oluşturduğu Kadınlar Komisyonu aracılığı ile verir. Bu komisyon; anti-emperyalist, anti-faşist politik çizgiye sahip, demokratik göçmen kadın kitle örgütüdür. Çalışma ve yönetiminde özerk olmakla birlikte, ATİK’e bağlı hareket eder. ATİK’in kongre kararları, bu komisyon için de bağlayıcıdır. Komisyon ile ATİK arasındaki koordine; komisyon yönetiminden bir üye veya üyelerin ATİK Konseyi’ne girmesiyle sağlanır.” Bu arada, ATİK’in 19. Kongresi’nde, “konfederasyonun yönetim kurulunda kadınların üçte bir temsiliyet hakkının hayat bulması için çaba harcanması” kararı aldığını da ekleyelim.
Avusturya’da, “Yeni Kadın” tanımlamasıyla resmî temelde dernekleşmek için ilk adımlar 2007’nin yazında atıldı. Resmîleşen ilk dernek, 25 Temmuz 2007’de Yukarı Avusturya (Oberösterreich) eyaletinin başkenti Linz’de kurulan Yeni Demokratik Kadın Kültür Derneği (Neue Demokratische Frauen, Kultur- und Freizeit Verein in Oberösterreich) oldu. Sonraki beş yıl içinde, 2007-2012 arasında, Viyana ve Innsbruck kentlerinde de aynı hatta birer kadın derneği kuruldu. Dernek, genel kurulunu, 1 Şubat 2013’te yapmıştı. Sonraki dönemler için kayıtlı görünmüyor.
6) 2009 | Viyana Yeni Demokratik Kadın Derneği
ATİK’e bağlı Avusturya’daki ikinci kadın derneği, Yeni Demokratik Kadın-Viyana (Neue Demokratische Frau-Wien) oldu. Resmî olarak, 11 Ağustos 2009’da kuruldu. Dernek, Viyana eyaletinde yine göçmen kökenli kadınlarca oluşturulmuş çok sayıda farklı kadın dernekleriyle ortak eylem ve etkinlikler yaptı. Bu tür çalışmaları örneklemek bağlamında; 25 Kasım 2010’da Viyana’da düzenlenen “Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü”, “Viyana Öğrenci İnisiyatifi-Kadın Dayanışma Grubu”, “Viyana Kürt Kadın Meclisi” gibi eylem ve etkinlikler anılabilir. Dernek, kayıtlı genel kurulunu, 3 Kasım 2012’de gerçekleştirdi.
7) 2011 | Avusturya Alevi Kadınlar Birliği (AAKB)
Avusturya Alevi kadınlarının, ülke çapında ve özgün bir kurumlaşma yaratmaları yönündeki ilk somut adım, 15 Ocak 2011 günü Oberösterreich eyaletinin başkenti Linz’de atıldı. O gün gerçekleştirilen “Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu-AABF Temsilciler Meclisi Toplantısı”nda, “Avusturya Alevi Kadınlar Birliği – AAKB’’ adıyla özgün ve özerk bir kadın örgütlenmesine gidilmesi kararı alındı. İlk pratik adım hemen o gün, orada atıldı. AABF Temsilciler Meclisi Toplantısı’nda yer alan 20 kadın delege, Linz AKB lokalinde bir araya gelerek, AAKB’nin kuruluş çalışmalarını yürütecek bir “Geçici Yönetim Kurulu’’ belirledi. AAKB için fiilî süreç, 15 Ocak’ta başlamıştı ama resmî kurumlaşma 28 Nisan 2011’de tamamlandı ve 1. Olağan Genel Kurulu’nu, 17 Mart 2012 günü Viyana’da gerçekleştirdi. Genel kurulda, 30 kadın delege hazır bulundu. Alevi kadınlar, artık seçilmiş yönetim organlarına sahipti. Seçimle gelen ilk genel başkan ise Songül Gül oldu. Kuruluşundan beri AAKB’ye üye olanlar ve yöneticilik yapanlar, aynı zamanda AABF’ye üye Alevi derneklerinin de üyesi olan Alevi kadınlardı.
AAKB, 2. Genel Kurulu’nu, 22 Şubat 2014 günü, Oberösterreich eyaletinin Wels kentinde Wels AKM’nin mekânında gerçekleştirdi. Bu genel kurulda, Viyana, St. Pölten, Linz, Wels, Perg, Jenbach, Kufstein ve Vorarlberg’den gelen 57 kadın delege hazır bulundu. İkinci çalışma döneminde AAKB’nin başkanlığına St. Pölten’den Ülker Sinci seçildi. Hem fiilî hem de resmî kuruluş yapılmıştı, ama aslında AAKB inşa süreci devam eden bir kurumdu. Özellikle de yerel kadın kurumlarının oluşturulması bağlamında yapılması gereken çok şey vardı. Birlik, henüz üye bir yerel derneğe sahip değildi. Yerel sacayakları, AABF’ye bağlı Alevi derneklerin kadın komisyonlarıydı. AAKB’nin kendine ait bir mekânı da yoktu henüz.
8) 2012 | LİLİTH Kadın Derneği-Innsbruck
“Yeni Demokratik Kadın” ya da “Yeni Kadın” adlarının kullanıldığı hatta, isim konusunda istisnalar da yok değil. Bu hattın Avusturya’daki üçüncü kadın derneği, başka bir isim tercih etmişti örneğin. Tirol eyaletinin başkenti Innsbruck’ta resmî olarak 22 Ağustos 2012’de kurulan bu dernek, LİLİTH Kadın Derneği (LİLİTH) adını taşıyor. LİLİTH, ilk genel kurulunu, resmî kuruluş gerçekleşmeden kısa bir süre önce, 1 Temmuz 2012’de yaptı. Bu süreç içinde yapılan özgün çalışma olarak, 25 Kasım 2013 günü Innsbruck Üniversitesi’nde organize edilen “Kadına Yönelik Her Türden Şiddete Son” adlı sempozyum anılabilir. Bu çalışma, LİLİTH’in de içinde yer aldığı “Tirol Demokratik Kadın Platformu” tarafından gerçekleştirildi.
Bu üç kadın derneği, merkezî olarak, Almanya’daki ATİK’in Kadınlar Komisyonu’na bağlıydı ama, Avusturya’da da fiilen bir “çatı”ya sahipti. Üç kadın derneğini, ülke bazında birleştiren organizasyon, daha dernekler yokken yapılagelen “Avusturya Kadınlar Kurultayı” idi. Ülke bazında birleştiren bir işleve sahip bu kurultaylar, “dernekli dönem”lerde, “Avusturya Yeni Demokratik Kadın Kurultayı” adıyla gerçekleşir oldu. Kurultaylarda, üç kişilik bir “Ülke Kadınlar Komitesi” belirlenir. “9. Avusturya Yeni Demokratik Kadın Kurultayı”, Aralık 2010 içinde Tirol eyaletinin Wörgl kentinde toplandı örneğin. Avusturya’nın değişik şehirlerinden seçilip gelen 21 delege katıldı.
Bu ülke bazlı fiili çatı sayesinde, her bir dernek kendi özgün çalışmaları ve etkinliklerinin yanı sıra, ortak çalışmalar da yapabiliyor. “Kadın Eğitim Kampları”, bu tür ortak çalışmalardan. 2013’teki kamp, 9-10 Kasım arasında Tirol-Innsbruck’ta gerçekleştirildi mesela. Toplam 30 “Yeni Kadın aktivisti”nin katıldığı kampın konukları arasında, Avrupa “Yeni Kadın Merkez Yürütme Kurulu” Başkanı Zeynep Şakar ve Psikiyatrist Dr. Berna Yılmaz yer almıştı. Dört ayrı çalışma grubu; emek, emekte cinsiyet ayrımcılığının nedenleri, eviçi emeğin kapitalizimle ilişkisi ve kadının görünmeyen emeğinin nasıl görünür kılınacağını tartışmaya sunmuştu.
……………………………………………..
Kaynaklar:
1) Bkz. Nermin Abadan-Unat, Bitmeyen Göç, s. 48 ve 147
2) Hüseyin Şimşek, Türkiye’den Avusturya’ya Göçün 50 Yılı, s. 148-149
3) Hüseyin Şimşek, Türkiye’den Avusturya’ya Göçün 50 Yılı, s. 151-153
4) www.peregrina.at
5) www.frauenintegration.at
6) http://tr.docdat.com/docs/index-69160.html?page=12
7) www.atik-online.net
8) www.facebook.com/yeni.kadin
9) www. miteinlernen.at
Görsel dökümantasyon için link: https://youtu.be/IFC-kl7Yu0o