“Dışarıda büsbüyük percereler var“

Söz gazetesi / 29 Temmuz 1995

Hüseyin Şimşek 1988 yılında hapiste doğan çocuklar üzerine bir araştırma yaptı. Bu çalışmalarını bir kitapta topladı. O tarihlerde İstanbul’da Metris, Ankara’da Mamak, Diyarbakır, Çanakkale ve Erzincan cezaevlerinde yatan tutuklularla ve onların çocuklarıyla görüşüyor Şimşek. Bu illerde ailelerle, tutukluların avukatlarıyla röportajlar yapıyor.

Hüseyin Şimşek 1988 yılında hapiste doğan çocuklar üzerine bir araştırma yaptı. Bu çalışmalarını bir kitapta topladı. O tarihlerde İstanbul’da Metris, Ankara’da Mamak, Diyarbakır, Çanakkale ve Erzincan cezaevlerinde yatan tutuklularla ve onların çocuklarıyla görüşüyor Şimşek. Bu illerde ailelerle, tutukluların avukatlarıyla röportajlar yapıyor.

Böyle bir konuya niye eğildiği sorusunu ise şöyle açıklıyor: “Ben Metris cezaevinde kaldım. Orada tutuklu olduğum sırada Erdener Vural ve karısı aynı cezaevinde kalıyorlardı. Hülya içeri alındığında hamileydi.“

Doğum hapiste gerçekleşince takılıyor kafasına, “Hapiste Doğanlar“. Yazar, her çocuğun öyküsünde ayrı bir şey yakalamaya çalışıyor.

“Akrep Nalan“ın kızı Ayşegül’ün de öyküsünü yazmış Şimşek. Ayşegül annesinden önce çıkmış dışarıya. Dışarıda arkadaşlarına şöyle demiş: “Ben tahliye oldum.“ Ayşegül bir ara dışarıda kaldıktan sonra, tekrar annesinin yanına veriliyor. O sırada yeni bir bebek doğuyor koğuşta. Küçük kız, bebeğin kulağına şunları fısıldıyor: “Dışarıda her şey çok güzel. Büsbüyük pencereler var. İstediğin zaman havalandırmaya çıkıyorsun. Bakkaldan ciklet bile alabiliyorsun.“