Belge Yayınları, “sürgün edebiyat” geleneğini sürdürüyor

www.kurdek.com / Haziran 2011

Geçen yılki İstanbul ve bu yılki İzmir ve Diyarbakır TUYAP Kitap Fuarları Cezaevi ve Sürgündeki direniş yazınını konu alan Panellere ev sahipliği yaparak, bu alanlara yeniden dikkat çekti. Bu bağlamda Belge Yayınları, geçtiğimiz ay içinde üç öykü kitabı, bir roman ve bir tanıklık yayınladı.

Ayfer Coşkun: ”Bir Yanım Hüzün”

Ayfer Coşkun, Paris’te ve İstanbul’da yaşayan bir öykü yazarı ve sanat eleştirmeni…”Bir Yanım Hüzün” başlıklı son kitabında, çok farklı damıtılmış anları yakalamamızı sağlıyor. Bunlar Türkiye’den Paris’e, Paris’ten Türkiye’ye uzanan yansımalar, geri dönüşler, anı geçişmeleri. Daha önce 12 Eylül tutsak, kadın ve çocuklarından tutamlar sunan yazar, oradan taşra yaşantısına sıçrarken, bu kez de sürgünü yansıtıyor bizlere.

Şükrü Bilgiç: “Benim Sokaklarım”

Şükrü Bilgiç ise, Oslo’da ve Türkiye’de yaşıyor. Onun “Benim Sokaklarım” başlığı altında topladığı öykülerinde de Türkiye’nin acıları, yaşanmışlıkları var. Adıyamanlı Xalo Dayı’nın isyanı insanı kapıp götürüyor. Midyat da var bu öykülerde, Kuzeyin fiyortları da…

Ali Ekber Gürgöz: “Diyarbakır Gecesi”

Ali Ekber Gürgöz’ün “Diyarbakır Gecesi” adlı kitabı Fransızca olarak yayınladığında Avrupa’da önemli bir yankı getirdi. “Türkiye’de Kürt Olmak” alt başlıklı Diyarbakır zindanını anlatan kitap nihayet Türkçe’ye çevrilerek yayınlandı. Gürgöz, halen Cenevre’de yaşıyor ve Diyarbakır zindandaki zulumün bedeninde yarattığı tahribatı sağaltmaya çalışıyor.

Ahmet Sefa: “Mavinin Yalnızlığı”

Ahmet Sefa ise halen Hollanda’da yaşıyor. “Mavinin Yalnızlığı” başlıklı Onun öykülerinde de Türkiye’deki ataerkil ve faşizan şiddetin insan hayatlarında yarattığı yıkımın izleri var. Ahmet Sefa’nın “Lavriyon Öyküleri” de 90’lı yıllarda önemli bir yankı yaratmıştı. Bu kitabında konuşulmayan ensest yarasını da deşiyor. Hasılı sürgünlük zor zanaat.

Hüseyin Şimşek: “Ayrımı Bol Bir Yoldu Metris”

Hüseyin Şimşek’in sürgünde payına ise Viyana kenti düştü. Onun “Ayrımı Bol Bir Yoldu Metris” adlı romanı, açlık grevlerini konu olarak işleyen ilk roman. Hüseyin Şimşek bu romanın öyküsünü şöyle anlatıyor: “İlk romanım yayıma hazır hale geldiğinde, profesyonel gazeteci olarak çalışıyordum, itabı Belge Yayınları’na verdim. Sevgili Ayşe Nur Zarakolu‘yla tanışmamız böyle oldu. Tesadüf bu ya, tam da ‚Yeni Sesler‘ dizisinin başlangıcına denk gelmişti. Sevgili Ayşe Nur abla, kitabı okumuş ve çok heyecanlanmıştı. Gözden geçirmek için geri istedim, ’sakın dokunma‘ dedi. ‚Ayrımı Bol Bir Yol‘, dizinin ikinci kitabı ama ilk romanıydı. Belge Yayınları’nın ‚Yeni Sesler‘ dizisi, cezaevindeki yazınsal direnişin aktığı bir kanal oldu.“