hallac.org / 14 Eylül 2016
Viyana – Avusturya’nın Türkiye kökenli yazarlarından Hüseyin Şimşek’in 11. kitabı olan “Avrupa’da Alevi Hareketi ve Özgün Bir Halka: Avusturya Alevileri”, okura önce Türkçe basımıyla sunuldu. Kitap, Türkiye’nin köklü yayınevleri arasında yer alan Belge Yayınları tarafından basıldı. Kitap çalışmalarını roman, şiir, araştırma, röportaj gibi farklı türlerde 1987’den beri sürdüregelen Şimşek, bugüne kadar Alan, Yön, Tohum gibi yayınevleriyle de çalıştı ama Belge Yayınları hep ağırlıklı konumda olageldi. Yazarın, bir roman olan ilk kitabı, bundan 30 yıl kadar önce yine bu yayınevi tarafından basılmıştı. 2011’den beridir tekrar düzenli olarak Belge Yayınları’yla çalışmaya başlayan Şimşek, bu yeni dönemde üç çalışmasıyla okur karşısına çıktı. 2011’de, yazarın ilk romanı olan “Ayrımı Bol Bir Yoldu Metris”in ikinci baskısı yapılırken, 2014’te “Türkiye’den Avusturya’ya Göçün 50 Yılı” ve 2016’da “Avrupa’da Alevi Hareketi ve Özgün Bir Halka: Avusturya Alevileri” adlı yeni araştırma kitapları basıldı.
Şimşek’in “Avrupa’da Alevi Hareketi ve Özgün Bir Halka: Avusturya Alevileri” adlı yeni kitabı, oldukça hacimli bir çalışma. Kitapta, Alevilerin Avrupa ülkelerine göçü, Avrupa’da bir Alevi hareketinin gelişmesi, bunun gerçekten özgün bir parçası olarak da çok detaylı bir şekilde (kelimenin gerçek anlamında a’dan z’ye) Avusturya Alevileri anlatılıyor. 1964-1994 yılları arasını kapsayacak şekilde, her bir yıla ait birden fazla gerçek hayat hikâyelerinin aktarıldığı bir bölüm de var. Türkiyeli Aleviler ne zaman, nerelerden ve nasıl geldiler Avusturya’ya? Avusturya’da nerelere, nasıl ve ne olarak yerleştiler? Örgütsüz oldukları ilk 25 yıl nasıl yaşadılar? İlk derneklerini, ilk federasyonlarını ne zaman kurdular? İlk dergilerini ne zaman çıkardılar? Alan örgütlenmelerine ne zaman başladılar? İlk cemevlerini nerede, ne zaman hizmete açtılar?..
Kitabın adından başlanarak Avusturya Alevileri, Avrupa Alevilerinin “özgün bir parça”sı olarak vurgulanıyor. Okunduğunda görülecektir ki bu “özgün bir parça” vurgusu, sözün gelişi bir tanımlama değil. Yazar, daha kitabın önsözünde bu özgünlüğün somut verilerini tek tek sıralıyor. Doğru; Avusturya, hem yüzölçüm hem de nüfus açısından Avrupa’nın küçük ülkelerinden biri. Almanya’da 5 Milyonun üzerinde Türkiye kökenli yaşarken, Avusturya’nın toplam nüfus 8 Milyon civarında. Ülkedeki Türkiye kökenlilerin sayısı, güncel resmî verilere göre 275 bin. Bu Türkiye kökenli nüfusun 65-70 bin kadarının Alevi olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla “Avrupa Alevileri” ya da “Avrupa Alevi hareketi” denildiğinde, gözler hemen Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelere çevrilir. Bu ülkelerin barındırdığı hem genel, hem Türkiye kökenli, hem de Alevi nüfusa; Alevilerin oluşturdukları kurumların sayısına bakıldığında, böyle olması çok da normal.
Avusturya da, Alevileri de nüfus bakımından küçük ama hem Avusturya Alevileri’nde, hem de Avusturya devletinin Alevilerle ilgili icraatlarında birçok “ilk” ve “özgünlük” söz konusu. Bu “ilk”ler hesaba katıldığında, Avrupa Alevi Hareketi’nin gerçekten de özgün bir halkasıyla karşı karşıya olduğumuz açıkça görülür. Şimşek’in “Avrupa’da Alevi Hareketi ve Özgün Bir Halka: Avusturya Alevileri” adlı bu yeni kitabında, konunun bu yönü yeterli genişlikte ve bilgi, belge, verilerle işleniyor. Söz konusu “ilk”leri ve “özgünlük”leri, başlıklar halinde anımsatalım sadece. Resmî (yasal) bir statüyle dünyanın ilk Alevi derneği 1989’da Avusturya’da kuruldu; Avrupa’daki Alevi kurumları arasında, içinde faaliyet yürüttüğü mekânı, ilk kez, 1997’de Avusturya’daki bir Alevi derneği satın aldı; Avrupa’da, kendi mekânını temelden istediği gibi planlayıp, 2001’de inşa eden ilk Alevi kurumu da Avusturya’dadır; 2002’de hizmete açılan St. Pölten Cemevi, hem Avusturya hem de Avrupa’da özgün bir mimariye sahip ilk cemevi olma ünvanına sahiptir; temeli 2007’de atılan Viyana Cemevi, imar projesine bir “ibadet yeri” olarak onay alınan, resmî tapusunda da “ibadet yeri” kaydı bulunan dünyadaki ilk cemevidir; Avusturya, 2013’te Alevi vatandaşlarına “dinî azınlık” resmî statüsü tanıyan “ilk ülke”dir.
Elbette bütün bunlar, 8 Milyonluk bir ülkenin 70 bin civarındaki Alevi toplumu açısından değil sadece; Türkiye, Avrupa ve dünya Alevileri açısından çığır açıcı “ilk”ler ve “özgünlük”lerdir. Zaten önemi de buradan kaynaklanır. Öte yandan, aslında bu “ilk”lere, Şimşek’in andığımız bu kitap çalışmasını da eklemek gerekir. Bir Avrupa ülkesinde yer alan Alevilerin bütün yönleriyle, kelimenin gerçek anlamında a’dan z’ye anlatıldığı alan-tarih çalışması olarak, bu kitap da bir “ilk”.
Kitabı ortaya çıkaran süreç
Hüseyin Şimşek kitabının giriş bölümünde, bu çalışmanın ortaya çıkış sürecini de özetlemiş. Kendisinin Yol Tv ile Ocak 2007 itibariyle başlayıp, Haziran 2013’e kadar devam eden ülke temsilciliği ve program yapımcılığı, bu kitabın da kotarıldığı dönem. Şimşek’in sorumluluğunda, farklı adlarla toplamda 100 bölüm program yayımlandı. Bunların içinde, “Avusturya Alevileri” adlı 10 bölümlük dökümanter çalışma, kitabın oluşmasında belirleyici rol oynayacaktı. Öte yandan AABF, Haziran 2008’de www.aleviten.or.at ile sanal medya alanına adım attığında, bu pencerenin editörlüğünü Şimşek’in üstlenmesi ve Nisan 2011’e kadar bu görevini sürdürmesi, ikinci sıradaki önemli etken sayılır. Haziran 2013’e kadar, Avusturya’nın çok sayıda eyalet, kent ve kasabası gezilip görülmüş, buralardaki Alevilerle yüzlerce yazılı, sesli, sesli-görüntülü görüşme yapılmıştı. Avusturya Alevileriyle ilgili sayısız haber, küçük çaplı araştırma, makale birikmişti.
Şimşek, bugüne kadar yayımlanmış ilgili kaynakları taradığını da belirtiyor. Sadece Avusturya Alevilerini anlatan bir kitap henüz yoktu. Bu ülkedeki İslami ve Türkiye kökenli nüfusu anlatan kimi eserlerde, Alevilere de birer altbaşlık ayrıldığı elbette olmuştu. Alevileri ele alan belli sayıda diploma tezi de vardı. Fakat bu tezler esasen, ya Alevilerle ilgili genel bir fotograf sunmaya ya da Alevilerdeki bir “hal”i mercek altına almaya yönelikti. “Avrupa’da Alevi Hareketi ve Özgün Bir Halka: Avusturya Alevileri” adlı bu çalışma, Avusturya’da 50 yılını geride bırakan Alevileri, her yönüyle ve ana tema olarak işleyen bir ilk kitap.